sözlük yazarlarının çizimleri
1842.sözlük yazarlarını mutlu eden şeyler
1499.kısa vadeli bir stres kaynağının sona ermesi.
uzun dönemi düşünmeden, sadece o günü/haftayı kurtarmanın getirdiği rahatlama.
uzun dönemi düşünmeden, sadece o günü/haftayı kurtarmanın getirdiği rahatlama.
kızların saçma sapan fotoğraflar paylaşması
2.çoğunlukla bir gruba ait hissetme kaygısı ile gerçekleştirilen eylem.
kız-erkek ayrımı yapmak epey zorlaştı bu konuda ama ağırlıklı olarak kızların bu konudaki ısrarını gözlemlemek mümkün.
ayrıca (bkz: vsco gençliği)
kız-erkek ayrımı yapmak epey zorlaştı bu konuda ama ağırlıklı olarak kızların bu konudaki ısrarını gözlemlemek mümkün.
ayrıca (bkz: vsco gençliği)
sözlük formatı kaldırılsın
17.house of cards
151.2. sezon finalinde netflix'in introsundaki meşhur sesin yaratıldığı dizi.
https://www.youtube.com/watch?v=rOWeWBSFXow+
https://www.youtube.com/watch?v=rOWeWBSFXow+
parks and recreation
10.son günlerde düştüğüm batak.
the office ile hemen hemen aynı havada ama biraz daha sıcak/iyimser bir atmosferde geçtiği için onu izlediğimden bile daha hızlı izliyorum. gözlerim bozulmak üzere ama bırakamıyorum. çok güzel.
the office ile hemen hemen aynı havada ama biraz daha sıcak/iyimser bir atmosferde geçtiği için onu izlediğimden bile daha hızlı izliyorum. gözlerim bozulmak üzere ama bırakamıyorum. çok güzel.
mansur yavaş
1446.bir siyasetçiyi ne kadar sevebileceğimi bana sorgulatan, tek başına ezberlerimi bozan güzel insan.
edebildiğim tüm platformlardan takip ediyorum kendisini. "sen gelene kadar bu şehir kimlere emanetmiş be" diyeceğim bir icraatinin olmadığı tek bir hafta olmadı şu ana kadar. ne yapıyor ne ediyor en doğru hamleleri en doğru zamanda en güzel şekilde atıyor. işin geyiği tabii ama sahiden de zorla başkan yapılsa yeri diyeceğim neredeyse.*
ciddi tanım: 14 yaşında bir kız olsam odamın duvarlarını posterleriyle süsleyeceğim adam.
bu da dursun burada, belki gerçekten süslemek isteyen olur.*
edebildiğim tüm platformlardan takip ediyorum kendisini. "sen gelene kadar bu şehir kimlere emanetmiş be" diyeceğim bir icraatinin olmadığı tek bir hafta olmadı şu ana kadar. ne yapıyor ne ediyor en doğru hamleleri en doğru zamanda en güzel şekilde atıyor. işin geyiği tabii ama sahiden de zorla başkan yapılsa yeri diyeceğim neredeyse.*
ciddi tanım: 14 yaşında bir kız olsam odamın duvarlarını posterleriyle süsleyeceğim adam.

bu da dursun burada, belki gerçekten süslemek isteyen olur.*
akrep burcu kadını
1084.
1092. *
1092 farklı entry girilmiş yılın belli bir döneminde doğmuş kadınlar için.
ekstrem bir varsayımla herkesin 2 entry girdiğini varsaysak bile 546 farklı insan evladı demek oluyor bu.
546 farklı insan evladı gelmiş, öyle veya böyle bir yorum yapmış yılın belli bir döneminde doğmuş kadınlar için.
delilik. başka hiçbir şey diyemiyorum.
ben de bu deliliğe katkıda bulunmuş oldum, o ayrı tabii.
tanım: yılın belli bir döneminde doğmuş bir kadın.
hak etmek
9.sözlük yazarlarının çektiği fotoğraflar
8052.uludağ sözlük erkeklerinin fakir olduğu gerçeği
20.agnes obel
24.çok enteresan bir kadın.
hani bir geyik var ya "hayatın fon müziği olabilecek şarkılar" diye. genellikle belli bir ruh halinde olmanız gerekir o listedeki şarkıların tanıma uyabilmesi için. ayarından biraz fazla mutlu veya fazla depresif olursanız; fazla hızlı veya yavaş hareket ederseniz tadı kaçar genelde. birkaç dakika için bağlanırsınız o şarkılara; şarkı bitince (bazen bitmesini dahi beklemeden) o büyü kaybolur.
agnes obel'in şarkılarında ise bunun istisnasını bulmak daha zor geliyor bana. kadının her şarkısı çok tuhaf bir etki altına alıyor, şarkı bitene kadar bırakmadığı gibi bittikten sonraki birkaç dakika da leyla gibi baktırıyor etrafa. tek bir faktör de bulamıyorum bu etkiyi bağlayacak; sesi de çok büyüleyici, şarkılarının altyapısı da sözleri de*.
sonra diyorum ki "bu güzelliği bir faktöre bağlasam ne olacak sanki?" o orada olsun, yazsın, söylesin, çalsın yeter. binali yıldırım geliyor aklıma. "çok da şeyetmemek lazım" diyorum "yoksa insan delirir."
not: bir şey yazarken veya çizerken alttan çalan herhangi bir agnes obel şarkısı inanılmaz iyi eşlik ediyor yaptığınız işe. hiç içinizde yokken bile kaldırıp bir şeyler yaptıran bir etkisi var kadının icra ettiği müziğin. gavurların dillere pelesenk ettiği "inspiring" kelimesi kendisi için cuk oturuyor diyebilirim o yüzden. gerçekten "ilham verici" bir insan.
hani bir geyik var ya "hayatın fon müziği olabilecek şarkılar" diye. genellikle belli bir ruh halinde olmanız gerekir o listedeki şarkıların tanıma uyabilmesi için. ayarından biraz fazla mutlu veya fazla depresif olursanız; fazla hızlı veya yavaş hareket ederseniz tadı kaçar genelde. birkaç dakika için bağlanırsınız o şarkılara; şarkı bitince (bazen bitmesini dahi beklemeden) o büyü kaybolur.
agnes obel'in şarkılarında ise bunun istisnasını bulmak daha zor geliyor bana. kadının her şarkısı çok tuhaf bir etki altına alıyor, şarkı bitene kadar bırakmadığı gibi bittikten sonraki birkaç dakika da leyla gibi baktırıyor etrafa. tek bir faktör de bulamıyorum bu etkiyi bağlayacak; sesi de çok büyüleyici, şarkılarının altyapısı da sözleri de*.
sonra diyorum ki "bu güzelliği bir faktöre bağlasam ne olacak sanki?" o orada olsun, yazsın, söylesin, çalsın yeter. binali yıldırım geliyor aklıma. "çok da şeyetmemek lazım" diyorum "yoksa insan delirir."
not: bir şey yazarken veya çizerken alttan çalan herhangi bir agnes obel şarkısı inanılmaz iyi eşlik ediyor yaptığınız işe. hiç içinizde yokken bile kaldırıp bir şeyler yaptıran bir etkisi var kadının icra ettiği müziğin. gavurların dillere pelesenk ettiği "inspiring" kelimesi kendisi için cuk oturuyor diyebilirim o yüzden. gerçekten "ilham verici" bir insan.
öyle bir şey yazın ki doğrusunu unutalım
113. (bkz: mozart antlaşması)
ilk gördüğümde beynimi silmişti resmen. inat edip google'a da yazmadım "neydi lan bu" diye düşüne düşüne delirme noktasına geldim.
ilk gördüğümde beynimi silmişti resmen. inat edip google'a da yazmadım "neydi lan bu" diye düşüne düşüne delirme noktasına geldim.
sözlük yazarlarının çizimleri
1829.sözlük yazarlarının çektiği fotoğraflar
8039.gecenin tablosu
136.
Jean-Léon Gérôme
"The Carpet Merchant", 1887.
detaylara bakıp kafayı yemek üzereyim. halının yumuşaklığını dokunmadan hissettirmiş adam.
sözlük yazarlarının söylemek istedikleri
21510.bu başlığa yazarak birazdan şikayet edeceğim konuyu baltalamış olacağım ama, yine de yazmak istedim.
sözlüğe çok sık giren biri değilim. dönem dönem girer, sıkılana kadar bir şeyler yazar/paylaşır bazen haftalarca/aylarca uğramam.
uğramayı ve entry girmeyi en çok sevdiğim başlık sözlük yazarlarının çektiği fotoğraflar başlığı.
birinci sebebi, bu başlığın url'sinin sonuna /@10610 yazdığımda attığım bütün fotoğraflar sıralı bir şekilde geliyor. fotoğraf çekmeyi/düzenlemeyi sevmesine rağmen fotoğraf paylaşma platformlarında çok vakit geçirmeyen biri olarak internette bir yerlerde böyle bir koleksiyonumun olması fikrini seviyorum. arada sırada önceden attığım fotoğraflara bakıp eskiyi yad ediyorum.
ikinci sebebi, başkalarının attığı fotoğrafları incelemek. bazıları oturduğu yerden gördüğü bir çiçeği çekiyor, bazısı özene bezene manzara yakalayıp onu çekip atıyor. her hâlükârda, o başlığı ciddiye alıp çektiği fotoğrafı paylaşan herkese oy vermeye çalışıyorum ki daha çok çeksinler, daha çok paylaşsınlar. farklı tarzlar, farklı yorumlar görmeyi seviyorum.
neyse. az önce hard diskte kurcalayıp bulduğum fotoğraflardan birini daha buradaki "koleksiyonuma" eklemek istedim. entry yüklenirken "sözlükle ilgili çok fazla entry giriyorsun, git biraz sol framedeki cinsel içerikli aptal başlıklara prim ver" minvalinde** bir uyarı verdi. sadece güldüm. gerçekten beni böyle mi teşvik edeceksiniz sözlükte yazmaya?
evet şimdi geldim yine "sözlüklü" bir başlığa entry giriyorum, haliyle yine fotoğraf atamayacağım ama yine de deneyeceğim bakalım. hemen biraz göz gezdireyim de birinin ağzının bilmemkimin neresine nasıl dayayacağına dair yorum yapabileceğim bir başlık bulayım. çok uzun sürmez herhalde.
sözlüğe çok sık giren biri değilim. dönem dönem girer, sıkılana kadar bir şeyler yazar/paylaşır bazen haftalarca/aylarca uğramam.
uğramayı ve entry girmeyi en çok sevdiğim başlık sözlük yazarlarının çektiği fotoğraflar başlığı.
birinci sebebi, bu başlığın url'sinin sonuna /@10610 yazdığımda attığım bütün fotoğraflar sıralı bir şekilde geliyor. fotoğraf çekmeyi/düzenlemeyi sevmesine rağmen fotoğraf paylaşma platformlarında çok vakit geçirmeyen biri olarak internette bir yerlerde böyle bir koleksiyonumun olması fikrini seviyorum. arada sırada önceden attığım fotoğraflara bakıp eskiyi yad ediyorum.
ikinci sebebi, başkalarının attığı fotoğrafları incelemek. bazıları oturduğu yerden gördüğü bir çiçeği çekiyor, bazısı özene bezene manzara yakalayıp onu çekip atıyor. her hâlükârda, o başlığı ciddiye alıp çektiği fotoğrafı paylaşan herkese oy vermeye çalışıyorum ki daha çok çeksinler, daha çok paylaşsınlar. farklı tarzlar, farklı yorumlar görmeyi seviyorum.
neyse. az önce hard diskte kurcalayıp bulduğum fotoğraflardan birini daha buradaki "koleksiyonuma" eklemek istedim. entry yüklenirken "sözlükle ilgili çok fazla entry giriyorsun, git biraz sol framedeki cinsel içerikli aptal başlıklara prim ver" minvalinde** bir uyarı verdi. sadece güldüm. gerçekten beni böyle mi teşvik edeceksiniz sözlükte yazmaya?
evet şimdi geldim yine "sözlüklü" bir başlığa entry giriyorum, haliyle yine fotoğraf atamayacağım ama yine de deneyeceğim bakalım. hemen biraz göz gezdireyim de birinin ağzının bilmemkimin neresine nasıl dayayacağına dair yorum yapabileceğim bir başlık bulayım. çok uzun sürmez herhalde.
yalnızlığın en güzel yanı
206.kendi kendine konuşurken birine yakalanma korkusunun olmaması.
adagio for strings
63.
bugün (yani, aslında dün) bilkent senfoni orkestrası'ndan ikinci kez canlı dinleme şansına eriştiğim inanılmaz beste. Her dakikası farklı hisler uyandırıyor ancak yükseldiği ve adeta insanı uzaya çıkarıp birkaç dakika beklettiği kreşendosunun hissettirdiklerini / düşündürdüklerini anlatacak kelime bulamıyorum.
ilk kez 3 yıl önce, yine bu salonda dinlemiştim ve o birkaç dakika hissettiklerimi hiç unutmadım. üstüne yüzlerce kez dinlemiş olsam da bugün aynı atmosferde yeniden dinlemek aynı hazzı, bu sefer bir de beklenti ile güçlenerek, vermeyi başardı diyebilirim.
dinleyiniz, dinletiniz.
gecenin şarkısı
35002.https://www.youtube.com/watch?v=ISh3HAIZhcQ+
Calogero- Danser Encore
teoman'dan yıllarca bayıla bayıla dinlediğim çoban yıldızı'nın orijinalini keşfetmekte biraz geç kalmışım, ama yine de mutluyum. hiç keşfedememekten iyidir.
Calogero- Danser Encore
teoman'dan yıllarca bayıla bayıla dinlediğim çoban yıldızı'nın orijinalini keşfetmekte biraz geç kalmışım, ama yine de mutluyum. hiç keşfedememekten iyidir.